Kazım Paşa'nın Çankaya'da, toplantı ve görüşme sırasındaki tutumu da orada hazır bulunanlarca anlamlı görülmüştü. Kazım Karabekir Paşa, görüşme sırasında, bu biçimde de ulusa hizmetten çekinmediğini pek haklı ve yerinde olarak ifade etmişti. Görüşmeler bir noktaya saplandı. Hükümet başkanı Fethi Bey mi, Karabekir Paşa mı olsun? Bu nokta üzerinde tartışılırken Kazım Karabekir Paşa, bana 8 Ekim 1919 tarihinde önerdiği gibi, "kabinenin biçimi ve kuruluşu, üyelerinin değer ve kişilikleri ne olursa olsun, Ulusal Meclis içinde daima söz sahibi ve denetleyici olarak kalmayı, uygulanması zorunlu bir karar saydığını" söylemedi. Tersine, durumu hükümet kurmaya yetkili kılınmasını bekler nitelikte görülüyordu. Oysa daha yurt ve ulusun tam olarak kurtuluşunun söz konusu olduğu dönemin korkunç ve karanlık bir evresini daha yaşıyorduk. Görüşmeyi sonuca bağlamadım. Ara verdiğim bir sırada, Fevzi Paşa Hazretleri'ni bahçeye götürdüm: Kendisine, Fethi Bey ve Kazım Karabekir Paşa'lardan birini hükümet başkanlığına seçmekte hakem olmasını rica ettim. Ancak ikisini de aynı zamanda çağırıp konunun kişisel ve basit bir konu olmadığını, sorumluluğun yurtla ilgili ve büyük olduğunu belirttikten sonra, açıktan açığa kendilerine, bu görevi hangisinin daha iyi yapabileceklerini, vicdanlarına başvurarak bizzat söylemeleri isteğinde bulunacaktı. Yeniden toplandık. "Hükümeti ya Fethi Bey ya da Karabekir Paşa kuracaktır. Görüşmelerin sonucundan bunu anlıyorum. Konunun çözüme bağlanmasında, Fevzi Paşa Hazretleri'ni hakem yapalım." dedim. Kabul edildi. Mareşal, Fethi Bey'i ve Karabekir Paşa'yı aldı. Bahçeye çıktılar. Belirttiğim biçimde hareket edilmiş. Fethi Bey, "Ben daha iyi yaparım." demiş. Mareşal da bu kanıda bulunmuş ve Fethi Bey seçilmiştir. Böylece Karebekir Paşa'nın hükümeti kurmakla görevlendirilmesine yardımcı olma fırsatı ortadan kalkmış bulundu.
* BUYUK NUTUK * GENÇLİĞE HİTABELERİ * 10. cu YIL NUTKU * BURSA NUTKU * İSTANBUL NUTKU * KONYA GENÇLERİYLE KONUŞMASI * KASTAMONU KONUŞMASI
Kazım Karabekir Paşa'nın Kendisi de Hükümet İşlerine Karışmak İstiyor
Zaten herkesçe bilinen ve o yolda hareket edilmekte olan bir gerçeği, burada açıklamaktan amacın, yurtseverlik, ahlak üstünlüğü, olgunluk ve buna benzer birtakım seçkin nitelikler gereğiymiş gibi gösterilmek istenen safsatalara karşı, ulusun ve gelecek kuşakların dikkatli ve uyanık bulunmalarını sağlamaktır. Bu düşüncelerine vesile teşkil etmiş olan Kazım Karabekir Paşa'nın da bu noktada, genellikle benimle aynı düşünce ve görüşte bulunduğuna kesinlikle kuşkum yoktur. Çünkü Kazım Karabekir Paşa'nın amacı, elbette yalnız benim ya da Temsil Heyeti'nde bulunan bazı arkadaşların hükümet kurmamasını ya da hükümete girmemesini hedef almak değildi. Kâzım Karabekir Paşa , bu konuyla ilgili telgrafında, Rauf Bey'in ve benim adımı söylerken "bu gibi ön plandaki şahsiyetler" demiş olduğuna ve kendini aynı sınıfta gördüğü doğal bulunduğuna göre, elbette kendilerinin de ilkelerinin dışında kalamayacağı belliydi. Oysa Kazım Karabekir Paşa, anımda yanılmıyorsam, milletvekili olarak, Meclis'te çalıştığı sırada, bir durumun gereği olarak yeni bir kabine kurulması söz konusu oldu. Ben bu hususta görüşmek üzere Fethi Bey, Fevzi Paşa, Fuat Paşa, Kazım Paşa, Ali Bey, Celal Bey, İhsan Bey ve Hükümet'teki arkadaşlarla daha başka on, on beş arkadaşı ve bu arada Kazım Karabekir Paşa'yı Çankaya'ya davet etmiştim. Kazım Karabekir Paşa, bana gelmeden önce, Meclis'te, o tarihte parti genel sekreteri olan Recep Bey'in yanına giderek, kendisini davet ettiğimi ve büyük bir olasılıkla hükümet başkanlığını önereceğimi söyledikten sonra, şimdiden, kendisinin durum hakkında aydınlanmasına yardım edecek bilgileri varsa bildirilmesini söylemiştir.