CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Refet Paşa Demirci Efe'nin Buyruğuna Giriyor

Beyler, Nazilli'ye giden Refet Paşa, Demirci Mehmet Efe'den komutayı almaya gerek ve bunda bir yarar görmemiş; kim bilir ve belki de komuta kendisine teslim edilmemiş. Demirci Efe'nin buyruğunda kurmay gibi görev yapmayı daha yararlı ve uygun bulmuş. Refet Paşa bunu bize bildirdi. Bölge koşullarını yakından görmüş bir kişinin kararını değiştirmek çok kez zordur. Çünkü gerçekten Refet Paşa'nın gördüğü ve yeğlediği gibi, Efe'nin komutasını sürdürmekte ve ona yardımcı olmakta yarar vardı ya da Refet Paşa o cephenin komutasını herhangi bir nedenle ele alamıyordu. Her iki olasılığa göre de "Mutlaka komutayı al." diye buyruk vermek anlamsız olurdu. Asıl tuhaflık bundan sonra görüldü. Bir süre sonra, Refet Paşa Nazilli'de gözden kayboldu. Birkaç gün sonra, Balıkesir'de olduğunu, birtakım yabancı subaylarla ilişkiye girip girmemesini bizden sorması dolayısıyla anladık.

22 Aralık 1919 tarihinde verdiğimiz yanıtta, ulusal örgüte bağlı bulunanların, özellikle Temsil Heyeti üyesi olarak tanınmış olmaları dolayısıyla, kendisinin yabancılarla hiçbir biçimde ilişki kurmasını istemediğimizi bildirdik. Refet Paşa, yine ortadan kayboldu. Sonunda bir gün Bursa' dan Refet imzalı kısa bir telgraf aldık : "İstanbul üzerinden, Bursa ya geldim."

Bu telgrafın ne demek olduğunu bir türlü anlamıyordum. Refet Paşa'nın İstanbul'la ne ilişkisi vardı? Bir de Nazilli-Balıkesir-Bursa yolu İstanbul'dan mı geçer? Bu bilmeceyi bir türlü çözemedim. Sonunda konu anlaşıldı. Refet Paşa, Nazilli'den ayrıldıktan ve Balıkesir'de Kazım Paşa'ya uğradıktan sonra, Bandırma'ya inmiş; oradan da bir Fransız torpidosuyla İstanbul'a gitmiş; orada bazı arkadaşlarıyla görüşmüş; daha sonra da Bursa'ya dönmüş.

Beyler, bu bilmeceyi daha çözemiyorum. Beni bunda mazur göreceğinizi umarım. Refet Bey'in yerine bir İngiliz gemisiyle Samsun'a gelen Salahattin Bey'in gönderildiğini, aynı gemiyle Refet Bey'in İstanbul'a dönmesinin istendiğini ve bunun üzerine gitmeyip istifa ettiğini, İstanbul Hükümeti'nin benimle birlikte kendisinin de yakalanarak İstanbul'a gönderilmemiz için her yana buyruk verdiğini biliyorsunuz. Bu kadar çok bilinmeyeni çözememek, cebir bilenlerce pek bağışlanmazsa da, benim bu noktada güçsüzlüğe düştüğümü itiraf ederim. Gerçi, Ferit Paşa Kabinesi yerine Ali Rıza Paşa Kabinesi geçmişti. Ancak yeni kabinenin haber alma ve yürütme araçlarının öncekinin aynısı olduğunu biliyoruz.

Beyler, Refet Paşa'nın bu hafif hareketi, Aydın ve Salihli cephelerinde, düzenli bir ordunun oluşturulmasına dek, ciddi bir sevk ve yönetim kurulamamasına neden oldu.